18 Eylül 2015 Cuma

Sarajevo - II

 Peki, nereleri gezelim?


 Aliya İzzetbegoviç’in kabri (şehitlik)

 Şüphesiz Bosna Hersek denildiği zaman akla gelen ilk isim Alija İzzetbegoviç, Türkiye’deki lakabıyla Bilge Kraldır.  İzzetbegoviç, Bosna-Hersek’in bağımsızlık sürecindeki en önemli siyasal ve askeri figür olmuştur.





 Saraybosna’yı gezerken bir sokağa girdiğinizde tipik bir Anadolu kasabasını geziyormuş hissine kapılabilirsiniz yanındaki sokağa geçtiğinizde ise Macaristan veya Avusturalya’da bir kentte bakımsız bir sokağa daldığınızı düşünebilirsiniz.
Gezilecek yerlerin başında gelen Başçarşı  Türk tipi geleneksel el sanatları dükkânları, köfteciler,dönerciler, kuyumcular, kahvelerle dolu. Adeta Bursa’da veya Safranbolu’da hissi veriyor. Bu küçük kentin sokaklarını keyifle dolaştık.

 Saraybosna'nın sembolü haline gelen sebil 1753 yılında Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış.
                           


 Bu sokaklardan kaç kez geçtik hatırlamıyorum bile, her adımlamada farklı bir doku farklı bir güzellik çıktı karşımıza.  Sokağın sonunda Saraybosna’nın en önemli turistik unsuru olan çeşmeyi göreceksiniz. Rivayetlere göre kendisinden su içenlerin tekrardan şehre geleceğine inanılmaktadır.
Başçarşıya çok yakın olan Monica Han sokağında Bursa Bezistan bulunmaktadır. Bana bizim kapalıçarşının ufak bir kopyasını anımsattı. İçerisinde çeşitli dükkanlar bulunmakta özellikle Saraybosna’dan dostlarınıza, ailenize hediye götürmek istiyorsanız muhakkak uğramalısınız.

1551 yılında Rüstem Paşa tarafından yaptırılmıştır.
                                                                
  Bezistan
                                                                                                               
 Buradan ayrılıp caddeye doğru çıkınca İstiklal caddesinin daha ufak görünümlüsü olan Ferhadiye caddesine çıkıyoruz.. Genelde mağazalar, yürüyüş noktaları, cafeler hep burada toplanmış.


Caddenin tam ortasında dev bir katedral var. "İsa'nın Kalbi" adlı, inşası 1889 yılında tamamlanmış olan Saraybosna Katolik Katedrali.

 İsa'nın Kalbi Katedrali
                                                                                       
 Bu katedralin önü Saraybosna halkı için buluşma noktalarından biri ve çok kalabalık. Genel olarak ardı ardına dizilmiş cafeler'de insanlar soluklanıyor, içeceklerini içip sohbet ediyorlar.
Ferhadiye caddesi boyunca ilerlediğimizde tam caddenin bitişinde Mareşal Tito caddesi ile kesişen noktada bulunan kavşakta gerçekten önemli ve acı dolu yılları hatırlatan bir anıt var. Saraybosna Sonsuz Ateş adındaki bu anıt II.Dünya Savaşı'nda ölen sivil ve askerlerin anısına sonsuza dek yanacak ateş düşüncesi ile yapılmış.1946 yılında ilk ateş yakılmış ve bugüne kadar hiç söndürülmemiş.

Saraybosna Sonsuz Ateş
                                                                                          
 Cadde boyunca ilerlerken tekrar başçarşı taraflarına geri döndük. Bu şehirde nereye giderseniz gidin sanki sonu başçarşıya çıkıyor ve bir Ortodoks katedraline rastladık.


   İlginç olan ise katedralin önünde yaşça büyük amcalar satranç oynuyorlardı.


  Bu şehirde emekli amcalar boş vakitlerini satranç oynayarak değerlendiriyorlarmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...